top of page

Elektrikli Araçlar Nereye Gider

  • Yazarın fotoğrafı: Saffet Çakmak
    Saffet Çakmak
  • 29 Eki 2011
  • 4 dakikada okunur

Elektrikli araçlar; üzerindeki akülerde depolanan elektrik enerjisinin bir elektrik motoru ile harekete enerjisine çevrilmesi yöntemi ile çalışırlar. Avantajları sıfır emisyon, sessiz çalışma ve düşük enerji maliyetleridir.

Fosil yakıtlar hâlâ ne kadar önemli enerji kaynakları olsa da pek çok olumsuz yönlerinden dolayı er ya da geç yerini tamamen alternatif enerji kaynakları alacaktır. Orta vadede gelişim akülerde depolanan elektrik yönünde olacaktır.

Bugün petrol için birbirini yiyen devler, ileri ki zamanlarda elektrik depolama için kapışacaklar.

Petrole alternatif olma yolunda hızla ilerleyen, son dönemlerde çevre bilincinin artması ve petrol rezervlerinin azalması ile gündemdeki yerini sağlamlaştırmayı başaran elektrikli araç teknolojisi fiş ve priz kullanılarak araçlarımızı şarj etme ve bu şarj ile yüksek oranlarda ekonomik bir seyahat imkânı sunuyor olacak.

Sadece akülerde depolanan elektriği kullanarak yol alan "Plug-in Elektrikli" araçların yanı sıra, "Plug-in Hybrid" denilen araçlar petrol yakıtları ile elektrik motorunu birlikte kullanırlar. Bu teknolojide ise elektrik bittiği an araç petrolden yardım alıyor. Tabi ki nihai amaç “0 emisyon” tam elektrik tahrikli araçlar olacaktır.

Elektrikli araçların avantajları sadece bir moda olmaktan ötedir.

  • Yüksek verim; içten yanmalı motorların verimi en yüksek %35 seviyesinde iken, elektrik motorlarında verim en az %85 seviyesindedir.

  • Sıfır emisyon; motorlu taşıtlarda çevreye zararlı gazları (emisyon gazları) egzoz yoluyla atmosfere salmaktadır. Elektrikli araçlarda elektrik enerjisi üretimi ve bu enerjinin kullanımı sonucunda emisyon gazı ortaya çıkmaz.

  • Elektrik motorunun benzinli ve dizel motorlara oranla boyutunun daha küçük olması otomobillerde kullanılabilir alanı artırmaktadır.

  • Elektrik motorunun sessiz çalışması otomobillerde konfor açısından önemlidir.

  • Elektrik enerjisi ucuzdur.

  • Şu an için tek dezavantaj, yeterince uzun mesafeye ulaşamıyor olmak.

Uluslararası araştırma kuruluşlarının raporunda, yeni ve köklü otomotiv üreticilerinin piyasaya sürdüğü sadece elektrikle çalışan veya hibrit araçların sayısı artarken, bu alanda yapılan yatırımlarla birlikte elektrikli araçlarda büyüme potansiyelinin artacağına kesin gözüyle bakılıyor.

2020 yılında dünyadaki araçların %10 ila 13’ünün elektrikli olacağı öngörülmektedir. Bugün itibari ile elektrikli araçların alıcısı resmi kuruluşlar ile kurumsal filo işletmecileri olacaktır. Bireysel kullanıcılar ancak 2015 yılında itibaren bu tür araçların müşterileri olmaya heveslenecekler.

Elektrikli araçlardaki bu gelişme ve yaygınlaşmaları başlıca dört temel öğeye bağlayabiliriz.


Kullanıcı.

Elektrikli araç kullanım kültürünün yaygınlaşması için pek çok alışkanlıklarımız değişecektir. Hız algısı motorun çıkardığı gürültüden bağımsız hale geleceği gibi, yolculuk ve konaklama planları da akümüzün bizi götürdüğü yere ve elektrik bulma yerine kadar olacaktır. Yatmadan önce aracı fişi takmayı da unutmayacağız....


ree

Elektrikli aracın tasarımı, mühendisliği, malzemeleri ve üretim teknolojileridir.

Araçların ekonomik satın alma ve kullanım maliyetlerinin oluşması, ana komponentlere bağlıdır. Başlıca elektrikli araç komponentleri akü, elektrik motoru ve bu motorları kontrol eden elektronik cihazlar ile onların yazılımlarından oluşmaktadır. Elektrikli araçların geçmişi otomobilin keşfi olan 19. yüzyıl sonlarına kadar dayanır. Ancak elektriğin depolandığı akülerin ve gerekli gücü verecek elektrik motorların boyut ve ağırlığının çok fazla olması, hızlı akü boşalması ve dolumunun uzun sürmesi bu araçların ucuz ve pratik boyutlara gelmesine engel olmuştur. Yeni bulunan malzeme ve üretim teknolojileri ile enerji deposu akülerin ve elektrik motorlarının boyut ve ağırlıkları dramatik bir şekilde küçülmekte ve bu araçların daha ekonomik üretilebilirliğine imkan tanımaktadır.

Dünya otomotiv devlerinin hemen hepsi hızla araç geliştirme ve üretme konularında yarış içine girmiş bulunmaktalar. Ana üreticilerin çeşit çeşit ürünlerinin boy gösterdiği gibi, pek çok yeni girişimci ve yatırımcı için de bu alan büyük bir fırsat olacaktır. Zira karmaşık ve gizemli içten yanmalı motor teknolojileri tekel olmaktan çıkmakta, pil ve elektrik motoru üreticileri araç üreticileri için alternatifli teknolojileri sunma yarışı içine girmişlerdir. Çinli otomotiv üreticileri, kaynaklarını içten yanmalı motorlu araç üretiminde arayı kapatmak için ayırmak yerine gelişmekte olan elektrikli araçlara yoğunlaşmaları gerektiğini anlamış durumda.

Ülkemiz otomotiv tedarikçi ve ana sanayileri için de bağımsız bir büyüme fırsatı karşımızdadır. Ülkemizde de elektrikli araçlar için dünyadaki son gelişim noktası olan nikel metal hidrür ve lityum iyon aküler için Ar-Ge çalışmaları yürütmektedir. Ancak özellikle en verimli sonucu veren lityum rezervleri Şili, Çin ve Afganistan gibi kısıtlı bazı ülkelerde bulunmaktadır. Şu an için pil üretimi de Çin ve Amerika arasında teknolojik bir yarışa sebep olmaktadır.


İşletme alt yapısı

Elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşması sadece araçların gelişmesi ve ucuzlamasına bağlı değil. Bu araçların akülerinin kullanım sıklığına bağlı olarak belli aralıklarda dolması gerekli. Dolum için farklı alternatifler bulunacaktır. Normal dolum süresi şu an için 220 V 16A imkanlarında 6-8 saat sürmekte. Bu miktarda depolanan elektrik enerjisi ile 120-160 km kullanım imkanı elde edilmekte.

Hızlı dolum 30 ila 60 dakika sürmekte. Bunun için 380-400 V 32 Amper değerinde bir alt yapı gerekiyor. Ancak şu anki teknolojik seviyede bu dolum şekli akü ömrünü kısaltmakta. Bugünlerde çok hızlı sarj teknikleri de geliştirilmekte 10 dakikalar seviyesinde belirli bir miktarda akü doldurulup sürüşe devam imkanı sağlanmakta.

Özellikle bazı otomotiv üreticilerinin yaklaşımında, akü değişim istasyonları kurulması öngörülüyor. Aracınız ile akü değişim istasyonuna yanaşıyorsunuz 5 dakika içinde boş aküler doluları ile değiştiriliyor.

Her ne şekilde olursa olsun dolum istasyonları kurmak ve işletmek, aküleri satmak ya da kiralamak ayrı bir iş fırsatı olarak girişimcilerini beklemektedir.


Kanuni düzenlemeler ve mevzuatlar.

Elektrikli araçların bir moda olmaktan büyük bir endüstriyel gelişime geçebilmesi için yasal düzenlemeler ile mevzuatların da bu doğrultuda uyarlanması gerekiyor. Ülkemizde bu alanda da yoğun çalışmalar sürmekte. Bir yanda EPDK işletme yetkilerinin ve ücretlendirme politikalarının üzerinde çalışırken, belediyeler de dolum istasyonlarını yerleri için alt yapı çalışmalarına hız vermiş durumdalar. 2 Eylül tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilgili kuruluşları organizesinde Türkiye Elektrikli Araçlar Forumu düzenlenerek, bu sektörle ilgili durum ve hedefleri enine boyuna yerli ve yabancı katılımcılar arasında tartışıldı. Maliye Bakanlığının MTV ve ÖTV konusunu düzenlemesi beklenirken, hükümetimizin diğer ilgili bakanlıkları da Türkiye’nin bu teknoloji de kapımıza gelmiş fırsatı değerlendirmek içi olumlu gayretler içinde görmekteyiz.

İç piyasada elektrikli araç kullanımının yaygınlaştırılması için birtakım teşviklere ihtiyaç olduğunu kaydeden Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, “2011 yılına kadar düzenlemelerin büyük bir oranda halledilmesi lazım ki; iç piyasada da elektrikli araç kullanımını yaygınlaştırabilelim. Bunun üzerinde çalışıyoruz, bununla ilgili çalışmaları da bu zamana kadar olgunlaştırmış olacağız” diyor.

İç piyasada elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması için birtakım teşviklere ihtiyaç olduğunu ifade eden Ergün, şunları da ekliyor: “Çevreci teknolojilerin teşvikine ve desteğine ihtiyaç var. Bunların başında bu araçlarla ilgili vergiler geliyor. Elektrikli araçlarda bir motor hacmi söz konusu olmadığı için bununla ilgili vergilerin başka bir formülle oluşturulması lazım. Ayrıca şarj istasyonlarıyla alakalı da bir teşvike ihtiyaç var. Fakat bu zor bir şey değil. Şarj istasyonu kurulması çok maliyetli bir unsur değil. Bunu bizim mevcut benzin istasyonları bile yapabilecek imkan ve kabiliyete sahipler. Sadece akünün değişimiyle ilgili sistem biraz maliyetli. O konuda da bir işbirliğine ihtiyaç var. Yani elektrik dağıtım firmaları yerel yönetimler, akaryakıt bayileri gibi bunlarla bir işbirliğine ihtiyaç var. O işbirliği mekanizmaları da kolay. Başka ülkelerde de oluşturulabilmiş...”


Görüldüğü gibi, pek çok belirsizliğin bulunduğu, geliştirmenin ve düzenlemelerin yapılacağı bu sektör bağrında pek çok da fikir, tasarım, üretim ve işletme fırsatlarını da barındırmaktadır....


Saygılarımla

Saffet Çakmak

İstanbul, Ekim2011




Yorumlar


Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

©2020, SaffetCakmak tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page