Yenilikleri Planlayıp, Yarını Tasarlıyoruz… diyor muyuz?
- Saffet Çakmak

- 1 Ara 2022
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Ara 2022
Geleceğin gelmesini kimse engelleyememiş, hep gelmiş… ve gelişi hep hızlı olmuş. Yeniliklerle gelmiş; bilim, teknik ve çıktısı olan teknolojiler öncekilerini aratmamış. Liderlere düşen; değişime direnme değil uyum sağlama, hazır olma… hatta destek olacak şekilde tüm sürecin içinde bulunmaktır.
Değişim, mühendislerin ve iş adamlarının sadece kavramsal olarak gayesi olamaz. Muhataplarımızı, hedef müşterilerimizi iyi tanımalı, güncel hatta ilerdeki beklentilerini çok iyi öngörüyor, analiz ediyor, anlıyor olabilmeliyiz. Yeni iş modelleri ve bunlara uygun ürünleri kurgulamada geç kalmamalıyız.
Müşteriler ile yakın ilişki içinde olmak, katma değer sağlayacak çözümler sunmak için mega trendleri takip etmek, büyük verileri -mümkünse birlikte- topluyor, yorumluyor olabilmek gerekiyor. Zira ortaya koyacağımız yeni ürün ve hizmetler ile en az beş yıl, on yıl hatta çok daha uzun vadeyi öngörüyor, potansiyel müşterimiz olacak gençlerin deneyimini tahmin edebiliyor olmamız gerekiyor.
Sürdürülebilirlik, iklim değişikliği, sağlıklı gıda arzı, dijital dünya ve bunun getirisi olan siber güvenlik, blok zincir teknolojileri… fırsat ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması bunlara örnek olarak gösterilebilir.
Tüm dünyanın, özellikle gençlerimizin önceliklerinin başında sürdürülebilirlik olduğu gözlerden kaçmıyor olsa gerek. Sürdürülebilirlik her konunun özünde; temiz hava, öngörülebilir iklim, temiz su ve gıda, sağlıklı beden ve sağlıklı akıl ana gündemimiz olacaktır. Daha bugünden ürünlerimizi, tedarik zincirini, lojistiği ulusal ve uluslararası boyutta tüm ticaretimiz etkilemeye başlamış durumda zaten.

Gençlerin çevrimiçi yaşama alışkanlıklarını ve çalışma ortamlarını tam dijital bir hayata göre kurguladıklarını daha şimdiden görüyoruz. Nihai kullanıcı ve tüketicilerimizin daha fazla çevrimiçi olacağını, hatta “meta dünyada” vakit geçirecek olduğunu, bugünkü teknolojik tartışmalardan ve hazırlıklardan görmemek mümkün değil.
2030’da araçların neredeyse %60’ elektrikli ve daha akıllı olacak. Bu vesile ile mobilite sektörü akıllı araçlar ve akıllı bileşenler üzerine yoğunlaşıyor olacaktır. Özellikle yazılımın her bir bileşene gömülü olduğu durumda tüm ürünler gibi onların alt bileşenleri de akıllı olacaklar. Yapay zekanın gelişmesi -ki bunu şu anda dünyada en fazla çalışmanın yapıldığı makalenin yayınlandığı patentlerin alındığı bir alan olarak görmekteyiz- hem tedarik sektörünü hem de ana sanayi çok yakından ilgilendirmektedir.
Bugünkü teknolojik gelişmelerin, “geleneksel” otomotivcilere risk oluşturduğu bir gerçektir. Ancak riskleri fırsatlara çeviren girişimci sanayicilerimiz bu süreçten kazançlı çıkıyor olacaklardır. Mobilite kavramını benimsediğimiz bu süreçte, tedarik sektörü ve ana sanayi arasındaki ilişki de ciddi manada bir dönüşüm içerisindedir. Özellikle pandemi türü olağanüstü sürecin tetiklemesiyle tedarik zincirine bakış tamamen değişmiş durumdadır. Artık tedarik sektörü daha fazla sorumluluk alacak, çok daha fazla katma değerli partneri durumuna geçecektir.
Öyleyse, ürün ve hizmetlerimiz bugünden tam dijital erişime uyumlu, meta bir dünyaya hazır olmalı. Tam burada “sürdürülebilir inovasyon” dan bahsetmek isterim.
İhtiyacımız sürdürülebilir inovasyon altyapısını kurgulamak ve bir an önce bu konudaki süreçleri adım adım başlatmak olacaktır. Bunun için önerimiz otomotiv ana sanayi ve tedarikçilerinin birlikte çalışabileceği bir platform mimarisi olması şeklindedir. Artık tek başına 2D CAD ve 3D modelleme yapmak yetmiyor, bunları ayrık PDM (ürün veri yönetimi) sisteminde yönetmek ya da klasik bir PLM (ürün yaşam çevrim yönetimi) içinde yürütmek de yetmiyor olacak. Dijital dönüşümün ana kavramlarından biri olan ürün ve prosesin dijital ikizleri ancak “platform” yapısındaki PLM sistemi ile ortaya konabilecek.

Bu yapıda süreçlerin merkezine dijital ikizleri oluşturulacak ürün ve sürecin MBSE (model tabanlı sistem mühendisliği) oturmuş olarak, tüm ürün ve hizmet kurgusu ve tasarımı, müşteriye teslimi ve tüm servis süreçleri böyle bir platform üzerinde yürütülecektir.
Ortak ve eşgüdümlü çalışma alanı
Her yerden, eşzamanlı veriye erişim
Güncel ve tek kopya belge ve bilgi
Büyük verilere erişilebilmek ve işlemek
Bilgi ve belgelerin güvenliği
Gereksinimin yönetilmesi
Projenin geniş manada yönetilmesi
Sorunların (Issue) takibi ve yönetilmesi
Ürün bilgilerinin kapsamlı kaydı ve yönetilmesi
Konfigürasyon ve varyant yönetiminin yapılabilmesi
Doğrulama ve test süreçlerinin kurgulanması ve takibi
Sanal prototip ve testleri ile bunların simülasyonlarının yapılabilmesi
Üretim proses planlamalarının yapılması
Fabrika yerleşim ve planlamalarının yapılması
Üretim ve montaj ve kurgularının arttırılmış ve sanal gerçeklikle bütünleşik simülasyonu
Ürün lojistik, servis ve bakım planlaması, yedek parça listelerinin takibi…

Bunlar ve alt süreçlerinin büyük takım içerisinde entegre olarak yönetilmesi gerekmektedir.
Gelecek geliyor… aman oyuna dahil olmakta geç kalmayalım diyerek; iş modellerimizi, ürün ve hizmetlerimizi, süreçlerimizi, organizasyon ve ekibimize buna göre kurgulamaya başladık ve yola çıktık…diyebiliyor muyuz?
İstanbul, Mayıs 2022
Saffet Çakmak




Yorumlar